27 Temmuz 2012 Cuma

Çok Sevgili İnternet Okuyucularım

  

           İlk üç gündeki ilginize yürekten teşekkürlerimi sunarım. Beni inanılmayacak kada mutlu ettiniz. Evinden çok zor çıkabilen bu hasta adamı gönendirdiniz. Allah ta sizleri gönendirsin.

          Kafamdaki bir projeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Eskiden yapraklı takvimlerin arka sayfalarında her gün küçük bir parçası yayınlanan romanlar olurdu. Bizler, (mesela: Saatli Marif takvimi, Ülkü takvimi vs.) bu takvimlerdeki romanları her gün sıkı bir şekilde takip ederdik. Heyecanlı olsn diyede takimi duvardan indirip, önümüze çekip hepsini bir defada okumazdık. Her gün bir sayfayı okurduk. Yaşı benim gibi ellinin üstünde olanlar hatırlayacaktır; televizyonun olmadığı zamanlarda radyo dinlenirdi. Radyolarda, (yok bu yanlış oldu, çünkü o zaman sadece TRT vardı) yani radyoda "ARKASI YARIN" adında bir (tiyatro yada piyes diyelim) program yayınlanırdı. Devlet tiyatrolarının en güçlü isimlerini biz bu "ARKASI YARIN" programlarından öğrendik. Adından da anlaşılacağı gibi bir tiyatro eseri, yada o zamanki adıyla radyo tiyatrosu beş, altı bazen on bölüm halinde ayrı, ayrı yayınlanır. Evlerde radyosu olan aileler saatini bekler, dikkatle oyunu dinlerlerdi.

   Ben sizinde izninizle bu iki kavramı birleştirip, günün teknolojisinden de faydalanarak kendi bloğumda her gün bir parçası olmak üzere gerçek romanlarımı yayınlamayı düşünüyorum. Bu fikrime bir isim düşünmedim. Ben yapı olarak ortaya konan yapıtlara değer veren bir insanım. O yapıtlara yapıştırılan süslü püslü etiketlere, ambalajlara değil. Herkes bu oluşuma canı ne istiyorsa onu desin.

   Bu arada; ben bilgisayar teknolojisinden hiç anlamam. Benim bilgisayar editasyonumu tamamen ve sadece beni sevdikleri için yeğenim (ablamın oğlu)  Orkun ve eşi Özben yapıyorlar. Onlar olmasaydı şu ana kadar yayınlanan şeylerin hiçbirisinin olmasına imkan yoktu. Kendilerine huzurunuzda yürekten teşekkürlerimi bir borç bilirim.

   Yine bu arada; şu ana kadar yazdıklarım sevgili okuyucularım;ne roman, nede hikaye. Kendimi denemek için yazdığım çok kısa birer anı, birer hatıra. Başka bir şey değil. Hiçbiri uydurma değil, hepsini yaşadım.

   Kısmet olursa devam etmeye çalışacağım.

                                                                Saygılarımla arz ederim...

                                                                                         Hakan KIRBAŞ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yayınlanan Yazıları Nasıl Buluyorsunuz?