6 Eylül 2012 Perşembe

Üzüntüyle Geçmez İçimizdeki Yara Dualarla Rabbimize Dua Edelim Mekanı Cennet Eyleyelim Başımız Sağ Olsun Acımız Bir Olsun

Bu sayfada en son yazacağımı düşündüğüm bir yazıyı yazıyorum.
 
Bir tanecik Dayım aslında Abim (çünkü ben bu evde hep üçüncü çocuk olarak yaşadım) benim için Herşeyim Çok Sevgili ve Saygıdeğer Hakan KIRBAŞ aramızdan ayrılmış hakkın rahmetine kavuşmuştur.
 
Hayat bir çiçek gibi açıp sonra solarken zaman su gibi akıp gidiyor ve o acılı gün geldiğinde üzüntüler hakim geliyor biz insan oğluna. Allah ım  mekanını Cennet eylesin Dualarımızı kabul etsin, Acımızı paylaşan herkeze teşekkür ediyoruz. Dualarımız eksik olmasın.
Mekanı cennet ruhu şad olsun...
 
 
 
 
 
Eğer yapabilirsem daha önce kalem kağıtla yazdığı tüm notlar ve yazıları sizlerle paylaşmayı düşünüyorum. 04 Temmuz günü başlayan bu blog yayınlarını şuan zor yazıyorum bu yazıyı özür dilerim sizlerden bir aksilik veya itiraz olmazsa sonuna kadar yaşatmayı ve bu blogu ölümsüz olması için elimden gelen herşeyi yapmaya gayret edeceğim. Zaten benim kalbimde ölümsüz eminim sizlerinde kalbinde ölümsüz olarak yaşayacaktır.
 
yazıyı paylaşan
Orkun TİRİTOĞLU

30 Ağustos 2012 Perşembe

TEMBELHANE GÜNLÜKLERİ 1.BÖLÜM



YORGUN YUSUF İLE BIKKIN BEKİR İN EV MACERALARI


                                                       28 Ağustos 2012


         -"Ah!...Şu altımdaki tavuk kemiği artık popomu delmeye başladı yaa!..."
         -"Atıver abi,çekip durma."
         -"Şimdi kim kalkacak koltuktan Bahri? Ayağa kalkabilseydim üç gün önce
           atacaktım."
         -"Geçen hafta bir hata yaptım ağbi:Telefonu buraya getireceğime,kapının
           yanındaki dolabın üstüne koymuşum. Hamburgerciye telefon edicem, elimde
           telefon yok. Birde  acıktım ki! midem zil çalıyor."
         -"Sahi ya! Bende acıktım.Ahh! Mecburen ayağa kalkıcaz artık. Offf, şu kemik
           şimdi içime girecek."
         -"Ağbi ayağa kalkmışken banada bir bardak su getirirmisin? Dünden beri su   
           içmedim ağbi, çatlamak üzereyim."
         -"Farkındamısın Bahri? Son zamanlarda sen çok tembelleştin. Oturduğun koltuğa
           yapıştın sanki. Hasta olursun sonra oğlum. Bak tam dört gündür burdan
           kımıldamadan sana bakıyorum. Hiç yerinden kalkmadın."
         -"Ağbi ben hastayımda ondan; Bacak kaslarım çok güçsüz. Ayağa kalkınca bütün
          yük kalbime biniyor. Bir gün ayağa kalktığımda mazaallah, kalpten gidivericem
          diye korkuyorum.
         -"Bahri son onbeş dakkadır altımdaki tavuk kemiğini hissetmiyorum. Bir rahatlık
          geldi. Ne oldu acaba?"
         -"Girmiştir ağbi!"
         -"Neyse Bahri,bugünü iyice dinlenerek geçirelim ama yarın ikimizde
           koltuklarımızdan ayağa kalkacaz. Söz mü ?"
         -"Söz ağbi.Hadi Allah rahatlık versin!..."



                                                    29 Ağustos 2012

         -"Yusuf ağbi tam yirmi dakkadır kapının zili çalıyor."
         -"Hadi yaaaa!Bak ben duymamıştım Bahri. Sahi mi diyorsun?"
         -"Sahi diyorum ağbi. Nasıl duymazsın? Baksana, yeri, göğü yıkıyor."
         -"Oğlum!.... Tabiki duydum. Bu arada senindekapının zilini işitmiş olmana çok
           sevindim."
         -"Neden?"
         -"Eeeeee! Bellimi olur, belki bir kahramanlık yapar da kapıyı açarsın  ha!...."
         -"Çok zor be ağbi. Tabiki gönlüm kalkıp açmaktan yana; yanlış anlama ama, ben
            kalbimden dolayı.........."
         -"Tamam ulan, tamam şimdi senin o yarım kalbine başlıyacam!... "Ya bu da
           amma inatçı çıktı, kapıyı açtırmadan gitmeyecekmi ne?"
         -"Ağbi; bence uyuyor numarası yapalım, hadi! gözlerini kapa."
         -Bahri cim; Ben senden korkmaya başladım. Otura, otura senin beyninede birşey
          oluyor.
          Lan, oğlum dışarıdaki kimse, bizim uyuduğumuzu, gözümüzün kapalı olduğunu
          nerden bilecek?"
          -"O zaman ikimiz birden bir ağızdan (BİZ UYUYORUUUUUZZZ, RAHATSIZ
           ETME YİİİİİİİİİN) diye bağıralım. Dışardaki bizi göremez ama, duyarak anlar.
           Nasıl fikir ama?  mükemmel dimi?"
          -"Bahri ciğim canım kardeşim benim."
          -"Neden ağlıyorsun ağbi? Bu müthiş zeka karşısında gözlerin yaşardı dimi?"
          -"Evet Bahri."
          -"Sağol ağbi."
          -"Bahri bugün çok yorulduk. Beyninin teklemesi normal kardeşim. Bence biraz
            kestirelim, iyi gelir."
          -"Hadi o zaman,Allah rahatlık versin ağbi."
 



30 Ağustos 2012




            -"Yusuf ağbi bugün bayram biliyormusun? Bayramın şerefine belki televizyonu
               açarız ha!...  ne diyorsun?"
            -"Bahri bugün bana hiç bulaşma. Çok yorgunum. Rüyamda, bütün gece, dağlık
              bir bölgede çıplak ayakla sabaha kadar koşturdum. Canım çıktı. Nefes, nefese
              uyandım. Şu anda bütün
              vücudum yorgunluktan titriyor."
            -"Canım ağbim benim. Ne vardı öyle kendini paralayacak. Rüyanda şöyle ipek
              yataklarda gerine, gerine uyuduğunu görseydin ya!...."
            -"Bahricim sendeki aklı nasıl kıskanıyorum anlatamam. Niye bu senin fikirler
               hiç benim aklıma gelmiyorlar acaba?" "Bahriciğim hiç zannetmiyorum ama 
               yinede sorayım: Sen hiç rüya görüyormusun.?
            -"Hayır ağbi."
            -"Tahmin etmiştim. Bahriciğim kafanı salladığın zaman bir hafiflik
               hissediyormusun?"
            -"Evet ağbi. Nerden anladın?" "Ya! ağbi, benimle böyle yakından ilgilenmen
               beni nasıl duygulandırıyor, anlatamam. Çok memnun oluyorum."
            -"Bu benim insanlık görevim Bahricim. Şimdi müsade et uyuyacağım. O
               yüzden bir süre bana soru sormaz, konuşmaya çalışmazsın değilmi güzel
               kardeşim.?"
            -"Hiç merak etme ağbi sana bir tek kelime etmeyeceğim."
            -"DAĞ BAŞINIIIIIII DUMAN ALMIIIIIIIIIIŞŞ"...........
            -"Allah!..Ne oluyor?Bahri ne yapıyorsun yahu? Bağıra,bağıra !...."
            -"Sana tek bir cümle söyledimmi ağabey? Ben sözümü tutarım." "Kendi
              kendime 30 Ağustos şerefine marş söylüyorum."
            -"Bahriciğim şöyle bir teklifim var: Şimdi ikimizde çok yorgun gözüküyoruz.
               Biraz uyusak. Marşını yarın söylesen. Yarın dinlenmiş olduğun için çok daha
               gür bir sesle ve daha heyecanla söyleyebilirsin."
            -"Olur ağbi.Hadi Allah rahatlık versin."




31 Ağustos 2012


             -"Yusuf ağbi, günaydın bugün iyisin galiba. Sabah baktım derin, derin
                uyuyordun."
             -"Gerçekten iyi uyumuşum. Ama nedense belim tutulmuş. Oysa akşamdan
                battaniyemi sıkı, sıkı sarınmıştım. Bak! Aaaaaa! Nerde benim battaniyem
                yaaa!.. Bahri o üstündeki benim battaniyemmi?"
             -"Evet ağbi."
             -"Oğlum niye aldın üstümden?"
             -"Ağbi benimki içerde kalmış. Gece de nasıl bir uykum var, yerimden
                kalkamıyorum. Baktım açıkta yatsam sabaha her yanım tutulup ağrıyacak.
                Ne yapayım diye düşünürken birden bir fikir böyle ampul gibi kafamda
                yandı ağbi!...."
             -"Sende benim üstümdeki battaniyemi çektin aldın, oturduğun yerden
                değilmi?"
             -"Nasıl fikir ama ağbi? Müthiş akıllıca değilmi? Beni tebrik etmeyecekmisin?"
             -"Tabi edeceğim. Yalnız şu belimin ağrısı biraz geçsin. Bana zaman tanı.
                Sonra yalnız seni değil, yedi sülaleni tek, tek tebrik edeceğim."
             -"Sağol ağbim benim. Oooohh ya! ne güzel uyumuşum. Yumuşacık kalktım
                vallahi. Sahi sen niye böyle iki büklüm,tutuldun kaldın be ağbi?
             -"Bilmiyorum Bahri. Açıkta yatmak bana yaramıyor galiba!..."
             -"Yani ağbi! Sen de bir alemsin yaaaa!... Bu huyunu bile, bile niye örtünmeden
               yatıyorsun?"
             -"Bahri hemen sus, hemen sus, sana bugün akşama kadar konuşma yasağı
                koydum."
             -"Ağbi bazen öyle acaipleşiyorsun ki seni anlayamıyorum." "Şimdi ben ne
                yaptım yaaa!..."
             -"Sus bahri,uyumak istiyorum.Battaniyemle birlikte."
             -"Hadi Allah rahatlık versin ağbi."



                       Yusuf ile Bahri nin ev maceraları devam edecek

                       Şimdilik onları rahat bırakalım uyuyup dinlensinler.

                       Sevgilerimle

                       Hakan Kırbaş

Yayınlanan Yazıları Nasıl Buluyorsunuz?