5 Ağustos 2012 Pazar

HAYATI TANIMAK

Hastaneden geçici bir süre için çıkardılar.Eve geldim.Çok mutluyum.Ama bu dediğim gibi geçici bir süre.Hastanede yattığım sürede Aort kapağımın ve iki adet kalp kapakçığının mutlaka değişmesi gerektiğini,ama şu andavücud direnci olarak çok güçsüz olduğumdan anjiyo ve arkasından açık kalp ameliyatını yapamayacaklarını söylediler.15-20 gün ailemin ve tıbbın desteği ile iyice beslenip,güçlenince gastroentroloji mide yaralarıma bakacak,izin verirse kardiyoloji kalp ameliyatını yapacak.

Böyle bir süreçteyim.

Biraz önce iftar sofrasına oturduk.Yemeğimizi türlü,türlü sohbet,muhabbet,gülüşmeler içinde yerken;Bir günlüğüne,kız kardeşini Amerikaya master proğramına uğurlamak için İzmir den gelen yeğenim Orkun bana daha önce söyleyemediği bir haberi söyledi.

Daha önceki bir yazımda belirtmiştim:Ben bilgisayar işlerinden her eski jenerasyon gibi pek anlamıyorum.Benim bütün bilgisayar işlerimi,bilhassada bloğumla ilgili işlerin tamamını Orkun yapıyor.Bunuda hiç bir çıkar gözetmeden ,sırf  dayısını ,beni,çok sevdiğinden yapıyor,Allah razı olsun.

Ben yazılarımı A-4 kağıtlarına bildiğimiz tükenmez kalemle yazıp APS ile İzmir e Orkun a gönderiyorum.Kalan her işi o ve eşi yapıyor.

Neyse! Tam sofrada yemeğin ortasında "Dayıcığım" dedi:Ben sana söyleyemedim.Sen hastanede yatarken bloğun bir hafta kadar Google tarafından kapatıldı.

Neeee? diye bağırmışım.Duymayı umduğum en son haber bu.Şaşkınlıklar içindeyim, ama nasıl?Önce duyduğuma inanamadım."Peki neden?" diye sordum doğal olarak.

P.T.T.Genel müdürlüğünden(ben çalışırken yani 85-86 yılları arasında)(o zamanlar henüz posta ve telefon olarak iki farklı kuruma ayrılmamıştı);

Kim olduğunu anlayamadığım birisi benim P.T.T. Genel müdürlüğünde hiç çalışmadığımı,hatta Hakan Kırbaş bile olmadığımı ihbar etmiş.

Allah aşkına,kendinizi benim yerime koyun!...

Google'da sahtekarlığa doğal olarak müsade edemeyeceğinden benim bloğumu kapatmış.

Orkun bir hukukçu gibi mücadele,mücadele benim resmi nüfus bilgilerimi göndermiş,en azından benim kanlı,canlı ve gerçekten bu yazıları yazan Hakan Kırbaş olduğum anlaşılınca bloğum tekrar açılmış.

Yalnız P.T.T. bilgilerini silin demişler.Orkun da bloğumdan kaldırmış.

Bloğuma yazdığım hiçbir bilgide en ufak bir yalan,yanlış,uydurma olmadığı halde zorla sahtekarlığı kabul etmek mecburiyetinde bırakılıp,hakkım olan doğru bilgilerin bir kısmı silindi.

Bu ülkede insan kendinden bile şüpheye düşebilir.

Nasıl üzüldüm,nasıl üzüldüm anlatamam.Ben o zamanlar P.T.T.Genel müdürlüğüne sınavla girdim.Personel Dairesinde çalışmaya başladım.Bir nostalji olarak hala sakladığım Resmi onaylı,mühürlü,resimli kimlik kartlarım, genel müdürlüğe giriş kartım,sigorta sicil numaram, memuriyet sicil numaram hepsi ,hepsi var.

Madem bu kadar titizler;Burası T.C.Devletinin resmi bir kamu kuruluşu.Bunun kayıtları vardır.Biraz araştırmayla her şeye ulaşılabilir.

Yok! illa ben yalancılıkla suçlanacağım ceza olarakta bloğum kapatılacak.

Yeğenim Orkun da ne olur ne olmaz diye Şekerbank bilgilerimide kaldırmış.

Eh!...

Bu darbede artık ölümcül oldu.Burdan şu anlaşılıyor:Ben ruh hastası gibi hiç çalışmadığım,hiç ilgim olmayan kurumları kendime mal ederek bir tür tatmin olmuşum.Bunların bloğumdan kaldırlmasıda bu durumu kabul etmem anlamına geliyor.
Ne diyeceğimi bilemiyorum.Artık lafın bittiği yerdeyim.

Açık söyleyeyim.Ben hala hayat hakkında biraz cahilim.Olayın hinlik, dalaverecilik kısmından haberim yok.Kendi saflığımada çok kızdım.
Aslında böyle şeyleri beklemem ve hazırlıklı olmam gerekiyordu.Neyse!...
Öğrenmenin yaşı yoktur demişler,bizde öğreneceğiz.
Konuyu biraz değiştirelim:
Mevlana Celaleddin Rumi nin ölümsüz eseri Mesnevi de hayatı öğretici ibret verici hikayeler anlatılır.
Bir tanesi beni çok etkilemiştir.Müsaadelerinizle sevgili okuyucularım ilk defa bana ait olmayan bu kısa hikayeyi buraya aktarmak istiyorum:

Bir gün bir evliyanın yanına bir kadın gelmiş."Hocaefendi"demiş"Duydunuzmu?"
Yunanistanda bir kadın tam küçük kızını şeytana kurban etmek üzereyken,gökten bir keçi gönderilmiş.Kadın keçiyi keserek küçük kızının kurtulmasına sebep olmuş.
Evliya hazretleri gözlerini kapayıp uzun süre tefekküre dalar gibi düşünmüş.Sonra konuşmaya başlamış.

Evladım!...Ben bu lafın neresini düzelteyim? Bir kere kadın değil erkek,sonra Yunanistan değil Arabistan,kız değil oğlan çocuğu,şeytana değil Allaha kurban edilmek istenmiş,keçi değil koç.........
Sen söyle evladım! ben bu lafın neresini düzelteyim?

Kıssadan hisse:Herkes ne anladıysa o!......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yayınlanan Yazıları Nasıl Buluyorsunuz?