YORGUN YUSUF İLE BIKKIN BEKİR İN EV MACERALARI
28 Ağustos 2012
-"Ah!...Şu altımdaki tavuk kemiği artık popomu delmeye başladı yaa!..."
-"Atıver abi,çekip durma."
-"Şimdi kim kalkacak koltuktan Bahri? Ayağa kalkabilseydim üç gün önce
atacaktım."
-"Geçen hafta bir hata yaptım ağbi:Telefonu buraya getireceğime,kapının
yanındaki dolabın üstüne koymuşum. Hamburgerciye telefon edicem, elimde
telefon yok. Birde acıktım ki! midem zil çalıyor."
-"Sahi ya! Bende acıktım.Ahh! Mecburen ayağa kalkıcaz artık. Offf, şu kemik
şimdi içime girecek."
-"Ağbi ayağa kalkmışken banada bir bardak su getirirmisin? Dünden beri su
içmedim ağbi, çatlamak üzereyim."
-"Farkındamısın Bahri? Son zamanlarda sen çok tembelleştin. Oturduğun koltuğa
yapıştın sanki. Hasta olursun sonra oğlum. Bak tam dört gündür burdan
kımıldamadan sana bakıyorum. Hiç yerinden kalkmadın."
-"Ağbi ben hastayımda ondan; Bacak kaslarım çok güçsüz. Ayağa kalkınca bütün
yük kalbime biniyor. Bir gün ayağa kalktığımda mazaallah, kalpten gidivericem
diye korkuyorum.
-"Bahri son onbeş dakkadır altımdaki tavuk kemiğini hissetmiyorum. Bir rahatlık
geldi. Ne oldu acaba?"
-"Girmiştir ağbi!"
-"Neyse Bahri,bugünü iyice dinlenerek geçirelim ama yarın ikimizde
koltuklarımızdan ayağa kalkacaz. Söz mü ?"
-"Söz ağbi.Hadi Allah rahatlık versin!..."
29 Ağustos 2012
-"Yusuf ağbi tam yirmi dakkadır kapının zili çalıyor."
-"Hadi yaaaa!Bak ben duymamıştım Bahri. Sahi mi diyorsun?"
-"Sahi diyorum ağbi. Nasıl duymazsın? Baksana, yeri, göğü yıkıyor."
-"Oğlum!.... Tabiki duydum. Bu arada senindekapının zilini işitmiş olmana çok
sevindim."
-"Neden?"
-"Eeeeee! Bellimi olur, belki bir kahramanlık yapar da kapıyı açarsın ha!...."
-"Çok zor be ağbi. Tabiki gönlüm kalkıp açmaktan yana; yanlış anlama ama, ben
kalbimden dolayı.........."
-"Tamam ulan, tamam şimdi senin o yarım kalbine başlıyacam!... "Ya bu da
amma inatçı çıktı, kapıyı açtırmadan gitmeyecekmi ne?"
-"Ağbi; bence uyuyor numarası yapalım, hadi! gözlerini kapa."
-Bahri cim; Ben senden korkmaya başladım. Otura, otura senin beyninede birşey
oluyor.
Lan, oğlum dışarıdaki kimse, bizim uyuduğumuzu, gözümüzün kapalı olduğunu
nerden bilecek?"
-"O zaman ikimiz birden bir ağızdan (BİZ UYUYORUUUUUZZZ, RAHATSIZ
ETME YİİİİİİİİİN) diye bağıralım. Dışardaki bizi göremez ama, duyarak anlar.
Nasıl fikir ama? mükemmel dimi?"
-"Bahri ciğim canım kardeşim benim."
-"Neden ağlıyorsun ağbi? Bu müthiş zeka karşısında gözlerin yaşardı dimi?"
-"Evet Bahri."
-"Sağol ağbi."
-"Bahri bugün çok yorulduk. Beyninin teklemesi normal kardeşim. Bence biraz
kestirelim, iyi gelir."
-"Hadi o zaman,Allah rahatlık versin ağbi."
30 Ağustos 2012
-"Yusuf ağbi bugün bayram biliyormusun? Bayramın şerefine belki televizyonu
açarız ha!... ne diyorsun?"
-"Bahri bugün bana hiç bulaşma. Çok yorgunum. Rüyamda, bütün gece, dağlık
bir bölgede çıplak ayakla sabaha kadar koşturdum. Canım çıktı. Nefes, nefese
uyandım. Şu anda bütün
vücudum yorgunluktan titriyor."
-"Canım ağbim benim. Ne vardı öyle kendini paralayacak. Rüyanda şöyle ipek
yataklarda gerine, gerine uyuduğunu görseydin ya!...."
-"Bahricim sendeki aklı nasıl kıskanıyorum anlatamam. Niye bu senin fikirler
hiç benim aklıma gelmiyorlar acaba?" "Bahriciğim hiç zannetmiyorum ama
yinede sorayım: Sen hiç rüya görüyormusun.?
-"Hayır ağbi."
-"Tahmin etmiştim. Bahriciğim kafanı salladığın zaman bir hafiflik
hissediyormusun?"
-"Evet ağbi. Nerden anladın?" "Ya! ağbi, benimle böyle yakından ilgilenmen
beni nasıl duygulandırıyor, anlatamam. Çok memnun oluyorum."
-"Bu benim insanlık görevim Bahricim. Şimdi müsade et uyuyacağım. O
yüzden bir süre bana soru sormaz, konuşmaya çalışmazsın değilmi güzel
kardeşim.?"
-"Hiç merak etme ağbi sana bir tek kelime etmeyeceğim."
-"DAĞ BAŞINIIIIIII DUMAN ALMIIIIIIIIIIŞŞ"...........
-"Allah!..Ne oluyor?Bahri ne yapıyorsun yahu? Bağıra,bağıra !...."
-"Sana tek bir cümle söyledimmi ağabey? Ben sözümü tutarım." "Kendi
kendime 30 Ağustos şerefine marş söylüyorum."
-"Bahriciğim şöyle bir teklifim var: Şimdi ikimizde çok yorgun gözüküyoruz.
Biraz uyusak. Marşını yarın söylesen. Yarın dinlenmiş olduğun için çok daha
gür bir sesle ve daha heyecanla söyleyebilirsin."
-"Olur ağbi.Hadi Allah rahatlık versin."
31 Ağustos 2012
-"Yusuf ağbi, günaydın bugün iyisin galiba. Sabah baktım derin, derin
uyuyordun."
-"Gerçekten iyi uyumuşum. Ama nedense belim tutulmuş. Oysa akşamdan
battaniyemi sıkı, sıkı sarınmıştım. Bak! Aaaaaa! Nerde benim battaniyem
yaaa!.. Bahri o üstündeki benim battaniyemmi?"
-"Evet ağbi."
-"Oğlum niye aldın üstümden?"
-"Ağbi benimki içerde kalmış. Gece de nasıl bir uykum var, yerimden
kalkamıyorum. Baktım açıkta yatsam sabaha her yanım tutulup ağrıyacak.
Ne yapayım diye düşünürken birden bir fikir böyle ampul gibi kafamda
yandı ağbi!...."
-"Sende benim üstümdeki battaniyemi çektin aldın, oturduğun yerden
değilmi?"
-"Nasıl fikir ama ağbi? Müthiş akıllıca değilmi? Beni tebrik etmeyecekmisin?"
-"Tabi edeceğim. Yalnız şu belimin ağrısı biraz geçsin. Bana zaman tanı.
Sonra yalnız seni değil, yedi sülaleni tek, tek tebrik edeceğim."
-"Sağol ağbim benim. Oooohh ya! ne güzel uyumuşum. Yumuşacık kalktım
vallahi. Sahi sen niye böyle iki büklüm,tutuldun kaldın be ağbi?
-"Bilmiyorum Bahri. Açıkta yatmak bana yaramıyor galiba!..."
-"Yani ağbi! Sen de bir alemsin yaaaa!... Bu huyunu bile, bile niye örtünmeden
yatıyorsun?"
-"Bahri hemen sus, hemen sus, sana bugün akşama kadar konuşma yasağı
koydum."
-"Ağbi bazen öyle acaipleşiyorsun ki seni anlayamıyorum." "Şimdi ben ne
yaptım yaaa!..."
-"Sus bahri,uyumak istiyorum.Battaniyemle birlikte."
-"Hadi Allah rahatlık versin ağbi."
Yusuf ile Bahri nin ev maceraları devam edecek
Şimdilik onları rahat bırakalım uyuyup dinlensinler.
Sevgilerimle
Hakan Kırbaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder