(SEVGİ BAZEN SEVDİKLERİMİZİ MUTLU ETMEK İÇİN BEYAZ YALANLAR SÖYLEMEKTİR)
"Sonunu çok merak ettim,iyice de yoruldun ama devam edebilecekmisin ?"
"Başladığım işi bitiremediğim gün beni bir akıl hastanesine kaldırıverin kızım"
"Allah korusun!..Allah hiç birimize o günleri göstermez inşallah.Peki! bende dinlemeye devam
ediyorum.
"O gece bir plan yaptık.Baban başkana haber verip herşeyi baştan sona kadar anlatacaktı.Bende
o Neriman denen kadını ,alıp dışarıda konuşmaya götürecektim.Tam yıkılmış,çaresiz kadını
oynayacaktım.İşte bilirsin!.. Yalvaracaktım, falan......
" Ay siz neler yapmışsınız böyle yaaa ? "
"İnsan duyduklarına inanamıyor!...
"Eeeeee!..."
"Ben babanla planladığımız gibi kadını konuşmaya ,yalvara,yalvara razı edebildim.Alıp dışarıya
çıkarttım.O kadar zavallı bir hale bürünmüştüm ki benimle alay etmek,beni aşşağılamak fırsatını
kaçırmak istemedi.
"Kalktı geldi."
"Bu arada babanda başkan yardımcısının haberi olmadan başkanın makamına çıkıp herşeyi açık
açık başından sonuna kadar anlatmış.Hikaye bu kadar olağanüstü,bu kadar ilginç olunca başkan
bey de bir şey diyememiş,şaşırmış kalmış.Haaa! birde babandan hoşlanır dürüstlüğünü ve çalış
kanlığını beğenirdi"
"Olayı kendi kulakları ile duyup,kendi gözleriyle görmek için razı olmuş.Kimseye haber ver
meden,gizlice ,babanla işyerinden çıkıp benim kadını götürdüğüm pastaneye gitmişler.
"Ayyy! Anne olanlara bak!Tıpkı film gibi ayol.Ben hayatımda böyle şey duymadım .
"Aynı benim daha önce yaptığım gibi ,iki üç masa arkaya gizlice oturmuşlar.Ama bu esnada bizim
konuşmalarımızı,seslerimizi rahatça duyuyorlarmış.
"Ben kadına,daha oturur,oturmaz yalvarmaya başladım.Hamile olduğumu lütfen kocamı bırak
masını,ağlaya,ağlaya rica ettim.O kadın Saadet;gerçek kötülerden biriydi.Hemen tanırım.Benim
zavallılığımın,çaresizliğimin tadını çıkartmak istedi.Bir tiyatro seyreder gibi beni seyrediyordu.
Çantasından bir sigara çıkarttı.Zevk içinde,dumanını suratıma üfleye,üfleye,gülerek bana bakı
yordu.Ama nede olsa o da insan.Hiç kimse insan gururunu yenebilecek kadar akıllı ve güçlü
olamaz.Bu kötü kadında er veya geç gururuna yenilecekti.
Cevriye yi, beni çok küçümsemişti,bu yüzden intikamım da çok can yakıcı olacaktı."
"Derken,dili çözülüverdi.Çünkü benim hiç bir şey yapamayacak,çaresiz bir zavallı olduğuma
ikna etmiştim.
"Benim beklediğimden de fazla; ne var ,ne yoksa tüm tezgahladıkları oyunları zevkten ağzının
suyu aka,aka bir,bir anlatmaya başladı.Kelimelerini çok özenle seçiyor,beni mümkün olabile
cek en ağır şekilde yaralamak,ezmek için,ağır,ağır tane,tane konuşuyordu.
"Halbuki, bu esnada hem kendinin,hemde başkan yardımcısının idamını onaylıyordu.Farkında
bile değildi zavallı."
"Sonradan baban bir ara anlattı.Başkan beyin yüzü şekilden,şekile girmiş.Masadan fırlayıp,
gelip,kadının gırtlağını sıkmasını baban zor önleyebilmiş.
"Ertesi gün işyeri birbirine girmiş.Başkan yardımcısı ile şef adayı Neriman hanım!...kovulmakla
kalmamışlar,savcıya teslim edilmişler.Daireye polisler gelmiş,bu ikisini kelepçeyle götürmüş
ler.
"Günlerce,haftalarca soruşturmalar olmuş.Nasıl olmuşsa müfettişler her şeyi bir,bir ortaya çı
karmışlar.Demek ki bu kötü insanlar o gece her şeyi düzeltememişler."
"Ama bizim evde hiç tadımız yok."
"Babanı karşıma aldım.Ben Amasya ya babamların yanına gidiyorum dedim.Lütfen beni uzun
bir süre arama,biraz kafamı dinlemem lazım dedim."
"Sonra kocan Amasya da doğdu.Çocuk doğunca,annem,babam eve kocamın yanına dönmem
için çok ısrar ettiler.Kıramadım.Kalktım geldim Ankara ya.Bazen istemediğimiz şeyleride
yapabiliyoruz.Ama içimizde hep bir burukluk kaldı.
"Anne,sana neler olmuş böyle? Zavallı annem benim!..."
Saadet gözyaşlarını tekrar bıraktı.Ama nedense içi,kuşlar gibi pırpırdı.Sanki rahatlamıştı.
"Ben senin yatağını hazırlayayım,yemeğinide tepsiyle odana getiririm."Deyip salondan çıktı.
Cevriyanım yalnız kalınca kalktı,duvarda asılı Enam Duası kitabının arka sayfasından
kocasının bir gençlik resmini çıkardı.Resim hala net olmakla beraber iyice sararmış,uzun
yıllara meydan okuyarak sağlam kalmış bir fotoğraftı.
Cevriyanım dikkatlice ve sessizce etrafını kolaçan etti.Saadet in kendisini duymadığından,
göremediğinden,yalnız olduğundan iyice emin olunca,bu sefer hiç hıçkırmadan,gözlerinden
sessiz,sessiz yaşlar dökerek resimle konuşmaya başladı:
"Affet beni bey.Biliyorum mezarında fır,fır döndün bu gece.Sana ölümünden sonra bu kadar
iftira yüklemek banada çok ağır geldi.Ne olur!... Beni affet.Bu gece sırf Saadet i oyalıyayım
diye seninle ilgili bir çok yalan uydurdum.Günahına girdim.
"Sen benim kahramanımsın.Bana evliliğimiz boyunca bir gün bile ihanet etmedin,yalan söyleme
din,beni kandırmadın.Bende sana inandığım kadar hiç kimseye inanıp,güvenmedim.
"Babamın vefatında Amasya ya gidip Muhittin i orada doğurduğum aklıma gelince bu bir
çuval yalanı uyduruverdim.Ama işe yaradı.Kızımızı oyaladım yaaa!...Ağlamasını duysan
sende bana hak verirdin.Canım beyim.Seninle buluşmamıza az kaldı.Ben her zaman senin
Cevriye nim."
Cevriyanım göz yaşları içinde ayağa kalktığında salona Saadet girdi.Annesinin bu geceki
duygusallığının devamı olarak kabul ettiği gözyaşlarına sesini çıkarmadı.
Cevriyanım o anda aklına gelivermış gibi, Saadet e dönerek rica etti:
"Aman kızım,bu gece anlattıklarım aramızda kalsın Muhittin babasına çok düşkündür.Üstünden
uzun zaman geçmişte olsa,babası çoktaaan rahmetli olmuşda olsa,böyle bir şeyi duyarsa yıkılır.
"O nun duymasını bilhassa istemiyorum."
"Merak etme anne."
"Anne!..."
"Ne oldu kızım?"
"Çok teşekkür ederim"
"Niçin?"
"Bu gece yaptıkların için.Senin tarafından ne kadar sevildiğimi anladım.Bu beni inanılmaz
mutlu etti.
"Ben seni tabiki sever,hep mutlu olmanı isterim kızım!.. Bu aşikar bir şeydir."
"Bu gece iyice yoruldun anneciğim.Haydi Allah rahatlık versin,iyi geceler."
"İyi geceler kızım."
Saadet sanki o gece hiç üzülmemiş,anormal bir şey olmamış,kocasıda zamanında gelmiş
gibi,gözleri sevinçten ışıl,ışıl bir kaç dakika bekledi.
Sonra ayaklarının ucuna basa,basa yatak odalarına yöneldi.
Kapıyı son derece yavaşca tıklatıp,içeriye "Muhittin" diye fısıldadı.Kapı açıldı ve bir mucize
daha oldu;Ayaklarının ucuna basa,basa ,iş kıyafetleri içindeki Muhittin Bey dışarıya çıktı.
Saadet merakla sordu:"Her şeyi işittinmi?"
Muhittin bey sessizce salona süzülüp boş bir koltuğa otururken,derin düşünceler içinde
"evet" dedi.
"Her şeyi işittim."
"Seninde kendi gözlerinle gördüğün gibi ve duyduğun gibi,ben haklı çıktım."
"Evet tatlım!...""Sen haklı çıktın.""Ben Annemin beni bu kadar sevdiğini ,benim için hayattaki
en değerli varlığı olan rahmetli kocasını bile karalayacağını asla tamin edemezdim."
"Biz mükemmel bir aileyiz değilmi Muhittin ?"
"Öyleyiz Saadet.Annemin kıymetini bil.Bu kadını ikimizde başımızın üstünde taşımalıyız."
"Zaten öyle yapıyordum.Şimdi daha çok seviyorum,sayıyorum.Çok yüce ruhlu bir kadınmış
mış annem,Muhittin."
"Bu gece mucizeler gecesi,hamile olduğunuda söyledinmi?"
"Evet,benim için yaşadığı endişeyi gözlerinde bir görseydin Muhittin ,inan kahrolurdun."
"Canım annem benim.Ben onu dünyalardan çok severim."
"Geç gelişini yarın sabah izah etmen lazım,biliyorsun değilmi?"
"Endişelenme Saadet,iş derim,kardan yollar kapanmış derim,denetleme vardı ,çıkamadık derim,
ben hallederim o mevzuyu."
"Hadi bir ,iki kaşık ye,artık soğuk,sıcak deme.Bizde yatalım,bu gece inanılmaz bir gece oldu."
"Muhittin!... Merak ettim de! Sizin sülalenizde hiç yazar varmı?"
"Sahiden tatlım!Benim bildiğim yok,ama şunu biliyorumki annem bu gece kendini aştı.Bende
bu kadar performans beklemiyordum."
"Annemin evlenmeden önceki gençliğini çok merak ettim doğrusu."
"Artık yatalım hakikaten çok geç olmuş."
Birbirlerine sevgiyle sarılarak odalarına gittiler.
* * *
DERKEN!....
Bir,on dakika geçti,geçmedi.Cevriyanımın yatak odasının kapısı usulca açıldı.Cevriyanımın
başı sessizce dışarıya uzanıp dikkatle etrafı dinledi.Yüzünde deminki kahredici keder ifade
sinden hiç bir eser kalmamıştı.Adeta şeytani bir gülümseme gelmişti yüz ifadesine.
Kendi,kendine tebessüm ederek konuşmaya başladı:
"Sizi çakallar siziiii!...Siz kim oluyorsunuzda Cevriye ye oyun tezgahlıyorsunuz.Benim
sevgimi ölçmek sizin haddinizemi ulan!....Sizin gibi kırk kişi bir araya gelse beni faka bas
tıramaz.Benim sol el defterimi açtırmayın.Ama yinede kızmadım be!...Beni mutlu ettiniz
çocuklarım.Sizleri tahmin bile edemeyeceğiniz kadar seviyorum.Yalnız bu acemice oyunlarınıza
devam ederseniz günah benden gider ona göre haa!...Benim adım Cevriye.
Cevriyanım aynı demin oğluyla kızının yaptığı gibi ayaklarının ucuna basa,basa mümkün olduğu
kadar sessizce çocukların odasına yöneldi.Kapıyı sessizce tıklattı.İçeriye usulca seslendi.
"Çocuklar,hiiişşşt çocuklar, beni duyuyormusunuz."
Odanın kapısı sessizce açıldı ve yeniden bir mucize oldu.Saatler geçmesine rağmen çocuklar
cin gibi uyanık bir halde babaannelerine baktılar.Yaşlı kadın ikisinide uzun,uzun inceledi,
sonra gülümsedi, çocuklarda gülümsedi.Cevriyanım "Aferin çocuklar" dedi."İyi iş çıkardınız."
"Büyük birer ikramiyeyi hak ettiniz.Alın bakalım"
Elini koynuna soktu,birer 20 liralık çıkardı,çocuklara verdi."İyi pazarlık yapıyorsunuz hadi,
haadiiii!...." "Ama hakkettiniz,haaa! bana bakın bundan sonrada önemli ,duymam gereken
bir durum olursa mutlaka bana haber vereceksiniz tamammı ?"
"Ayni tarifeden mi çalışıcaz babaanne ?"
"Bana bak velet! gece,gece benim tepemin tasını attırtma! ücreti gelen isthbarata göre ben
belirlerim.Yahu sizlerde amma uyanık çıktınız haaaa!Banamı çektiniz ne.Haa!bakın tüm
bu alışverişten annenizin yada babanızın bir haberi olursa bundan sonra babaanneden para
almayı unutun ona göre.
"Hiç merak etme babaanne,daha seninle çok iş yapacağız."
Hadi yatın artık. Bu gece şimdi bitti."
Cevriyanım mutluluk ve gurur içinde,bu oyunu kazanmanın sevinciyle odasına yöneldi.
SON
Yazan; Hakan Kırbaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder