14 Ağustos 2012 Salı

KISA,KISA (1.BÖLÜM)

EDİRNENİN BOZASI

      Askerliğimi yani tuzla piyade okulundan sonaki takım komutanlığı dönemimi Edirne de 16.piyade alayında görev yaparak bitirdim. Askerlik yapanlar bilir, kışlada bağırmak son derece normal sıradan bir durumdur. Bu hal zamanla öyle bir alışkanlık haline gelirki normal dışardaki hayatınızda insanlara hitap ederken bağırdığınızın farkına bile varamıyorsunuz..

     Ayni garnizondan üç arkadaşla beraber bir daire tuttuk. Evimiz 1.kat, halbuki istesek orduevinde kalabilirdik. Kış günü, kapımızın önünden her gece bir bozacı geçiyor. Enteresan birde bağırması var.
Boooozaaaiiiyeaaa diyor ama anlayan beri gelsin.

      Bir gece gene bizim kapının önünden yırtına, yırtına geçiyordu. Canım birden boza istedi. Camı açtım, her zamanki alışkanlığımla yüksek sesle;

"Gelsene sen bakıyım şöyle" diye apartmanın kapısını başımla işaret ettim.
Zavallı adam korkudan dondu kaldı. Artık nasıl bir ses tonu kullandıysam!... "Affedersin ağbi" dedi titreyen bir sesle.
Ben hala farkında değilim
"Oğlum sana gel diyorum gece vakti bağırttırma beni"
Adam bizim sokağa girdiğine bin pişman, yerinden kımıldayamıyor. Hava soğuk benimde üstümde sadece atlet var. Üşüdüm açık pencere önünde.
"Şimdi ben oraya gelecem ama!..." diyince adamcağız başına belayı aldığından temelli emin oldu.
"Dur bekle sen hele!..." dedim. Niyetim yanıma para almak. "Bozayı ben gidip alayım bari" diye düşünüyorum. Aklımsıra satıcıya kibarlık yapıcam. Parayı aldım. Daha apartman kapısını açmamla beraber adam bidonlarını sıkı, sıkı kavrayıp, koşarak bir kaçmaya başladı, o kadar olur!...

Elimde parayla sokağın ortasında kalakaldım. Sonra epey gece bekledim. Bozacının ne sesini duyabildim, nede satıcı bizim sokaktan geçti.
İçemedim velhasıl.



ALOOO KİMİNLE GÖRÜŞÜYORUM ?

      Kredi kartımla ilgili aklıma takılan bir mevzuyu anlayabilmek için bir bankanın müşteri temsilciliğini aradım. Çoook saf ve iyiniyetli bir insanım. İşimi konuşarak, görüşerek halledebileceğimi sanıyorum. Neyse! önce bana zorlan Bethowen ın 9.senfonisini on dakika kadar dinlettiler.
Tam vazgeçmek üzereyken çağrı zili çalmaya başladı. Sevindim. Arkasından biri telefonu açtı, buyrun dedi, sorunumu sordu. Ben ilk seferde bir müşteri temsilcisi yakaladım diye epey sevindim
O seviçle uzun,uzun problemimi anlattım.
Sabırla beni dinledi, sonra dümdüz bir sesle, robot gibi
"O halde sizi yetkili arkadaşa aktarıyorum beyefendi" dedi.
Ulan! eşşo........lu madem yetkili değilsin beni dakikalarca ne konuşturuyorsun?
İnat ettim artık bu sorunu çözmeden telefonu kapatmak yok!...
Sabrımın sınırlarında zorlayarak "olur madem" dedim
9.senfoniyi bir on dakika daha dinledim. Yavaş, yavaş klasik müzikten zevk almaya başlıyorum galiba.
Bu sefer bir bayan açtı; daha ben hiç birşey söyleyemeden uzun uzun bankalarının ve yeni başladıkları ucuz faizli ihtiyaç kredilerinin reklamına geçti, geçti ama hiç susmuyor.
Öğrenmek istediğim şeyin dışındaki her şeyden malumat sahibi yapıyorlar beni. Bir ara nefes almak için bir anlığına susunca lafa bodoslamadan daldım
"Ben kredi kartımla ilgili konuşmak istiyordum" dedim

"Tabiki beyfendi" dedi."Sizi hemen bağlıyorum"
Gözlerim kararmaya başladı. Daha önce hiç sinir krizi geçirmemiştim. Galiba biraz sonra öğreneceğim.
9.Senfoniyi artık çok sevdiğimi anlıyorum. Gürer Aykal bile bir defada bu kadar dinlememiştir. Eminim. Telefonun başında ağlamaya başlasam acaba insafa gelirlermi diye ciddi, ciddi düşünüyorum.
Telefon birden açıldı. Bu sefer gene bir bayan çıktı. Artık tecrübeli sayılırım hemen lafa girdim. Sorunumu söyledim. Bir an sesi kesildi sonra;
"O problem için şubeye başvurmanız gerekiyor beyefendi" dedi. Bir anda bu bayanın ve tüm bankanın yakın tanıdıkları ile birinci dereceden akraba olmak isteği geldi içimden. İnsan nerede yenildiğini bilmeli!..
"Tamam "dedim." Ben buranın bankanın müşteri hizmetleri olduğunu sanmıştım yanlışlıkla kasabı aradığımın farkına varamamışım özür dilerim" dedim. Ben telefonu yüzüne kapatırken o hala sizi  ......... servisine bağlıyorum diye birşeyler söylüyordu.

ÇAYA ÇORBAYA LİMON

             Ben hayatımda hiç aç kalmadım. Şimdi yalana gerek yok. Hiç parasızlıkta çekmedim. Ama durumu ne olursa olsun insanın bu durumlara manen bir şekilde hazırlıklı olması lazım. Askerde yedeksubay maaşı alıyoruz. Bilen bilir, oldukça iyi dolgun bir maaştır.

Bir ay hesapsız gitmişim tam yeni maaşı almaya üç gün kala bende para bitti. Ne yapayım, ne yapayım diye düşünüyorum. Ev arkadaşlarımın hepside sözleşmiş gibi izne çıktılar. Evde yalnızım. Alaya kadar bir gidebilsem kantin benim zaten. Ama kim gidecek.
Aç kalıcam resmen. Bu iki günde aksi gibi cumartesi pazara denk geldimi!....
Rezalete bak artık.
Akşamları iş çıkısı devamlı gittiğimiz bir bol kepçe restorantı var. Sulu ev yemekleri satıyor. Çarşıda. Önünden üç, dört defa geçtim. Fakat serde ağalık var ya! İçeri girip iki gün sonra ödemek üzere yemek yiyebilirmiyim diye soramadım.
Tekrar eve döndüm. Kendimin ve arkadaşların üniformalarının ceplerine baktım. Biraz ordan biraz burdan bir çorba içebilecek kadar para buldum.
Beni o anda görenler Ali Babanın Hazinesini buldum sanabilir. Koştura, koştura lokantaya gittim. Sahibi ile artık tanış olmuşuz. Bir çorba istedim. Bu lokantaların geleneksel bir uygulaması vardır. Sadece yemeğin parasını alırlar. Ekmek ücretsizdir. Her masada bir kova, iki kova dilinmiş ekmek her an hazır tutulur. En diplerdeki, gözlerden uzak bir masaya geçtim. Çorbadan kaşıklar gibi yapıp basıyorum ekmeği. Öyle doymalıyımki ertesi pazar gününüde atlatabileyim. Ben kendinden geçmiş bir şekilde ekmeğe grekoromen dalarken lokantanın sahibi yanıma geldi.

"Afedersiniz Komutanım" dedi "Karnınızı ekmekle doyurmayın"  "Ben size yemek göndereyim."
Ya! kusura bakma dedim bende para kalmadı da.
Adam neşeli bir kahkaha koyverdi. "Komutan" dedi bu lokantaya sizden başka peşin ödeyen yokki!..
Bende bu komutan niye böyle yapıyor diye merak ediyordum
"Peki ya ne yapıyorlar?"
"Deftere açık hesap yazdırıp, aydan, aya ödüyorlar.
"Vaayyyy beeee! Adam babacan bir tavırla eliyle sırtımı tıpışladı. "Hadi dedi istediğin yemeği söyle"
Neşeyle söyledim:
"Öyleyse bana bir salçalı köfte ile birde pilav getirin lütfen"

Niyetim ekmeksiz yemek.



NASIL PAZAR YAPILIR?

         Eşimle beraber pazara çıkmayı sevmem. Ne yalan söyleyim. Pazara girildiği anda o her zamanki munis sevecen, makul çıtı, pıtı insan gidiyor, yerine bir kurtadam geliyor.
        Önce pazarın büyüklüğüne bakılmaksızın bütün pazar baştan aşşağı iki, üç kere dolaşılıyor. Daha alma safhasına geçmedik. Belediye zabıtalarının bile bu kadar dolaştığını tahmin etmiyorum. Her sebzenin yeri ve fiatı akla not ediliyor. Sonra bitmez tükenmez pazarlık safhası.

         En kabadayı 40 kuruş, 50 kuruş fiat farkları için azimle sürdürülen pazarlıklar. Hele birde satıcıda inat çıkarsa yandı zavallı Hakan. Bana öyle geliyorki Hatice için, için pazarcının inat çıkmasını istiyor.

Birde bütün ev kadınları öylemidir bilmem! Son derece çetin geçen bir pazarlık meydan şavaşından sonra pazarcıyı yıkmak için şöyle bir konuşma yapıyor:Bak bizde burda oturuyoruz haaa!eğer Beğenmezsem geri getiririm.Pazarcı tam teslim vaziyetinde yalvarır gibi:
"Peki abla nasıl istersen öyle olsun "Deyipte koşulsuz teslimi kabul ettiğinde son yıkıcı darbeyi indirir.
"Peki tart bakalım ordan iki tane kırmızı biber"
"Efendim?
"Tart dedim,iki adet kırmızı biber."
"Çok gelmesin abla.yazıktır dökmeyin sonra!..."
Espri falan pazar yerinde benim eşimi hiç enterese etmez King-Kong dan daha sert olabilir.
"Bak beğenirsem diğer sebzeleride senden alırım.
Adım gibi eminimki adam içinden beğenmesin diye duaya başlamıştır.
Diyelimki adama 75 kuruş ödeyecek.Çantasını yarım saat aradıktan sonra bir 50 kuruşluğu pazarcıya uzatıp ;
"Bu var hakkını helal et" der.
Zavallı adam artık parada almasa razı vaziyette olduğundan ne hakkım varsa helal olsun abla tamammı haa!der.Bu arada saat tutmuş olsak adamın son bir saatini bizimle boğuşarak geçirdiği ortaya çıkacak

İçin, için karar verdim Hatice yi bir ara atlatırsam gizlice tekrar bu tezgaha gelip bu pazarcıya 50 lira bahşiş vereceğim


1 yorum:

  1. 1xbet korean - Legalbet
    Withdrawal kadangpintar Methods – 1xbet korean Payment Without หารายได้เสริม Commission · Deposit Methods – Payment Without Commission. · Skrill & Skrill – Payment Without Commission.

    YanıtlaSil

Yayınlanan Yazıları Nasıl Buluyorsunuz?